Zindanda ömür bitirdim
Ah baba ah ah
En ağır yükü götürdüm
Vah baba vah vah
Dert ile dağlandı canım
Göklere çıktı figanım
Teselliye benim karnım
Tok baba tok tok
Ne yaman bir rüzgâr esti
Ruhani söylerken sustu
Hani yaman günün dostu
Yok baba yok yok
AL
Gönül her renge boyanma seç içinden bir renk al
Aşk narına yan usanma ateşinden benek al
Bakışta gümrah görünen yaramaz filden ise
Çiçekten madde taşıyıp bal yoğuran sinek al
Gel efendim dinle beni aşka müptela isen
Tayfunda yıkamaz burcun mükemmel kale isen
İdrakta müflis şuursuz eğer budala isen
İpek böceğinden zehir git yılandan ipek al
Ey erbab-ı merak olan âşık ol ki gülesen
Bülbüle mevsimi bahar zar getirir gülesen
Bahçede goncayı sevme kıskanç isen gülesen
Gel bizim kırlara uğra el deymemiş çiçek al
Ruhani yem ruhum güler yaramı yar açalı
Kara bahtım beyaz olsun yeşil göster açalı
Taş dibinde tutya biter üstünde karaçalı
Aşağı bak yukarı bak hisse- bent ol örnek al
ALMA DEDİM
Asılsız insanın kızı
Huri olsa alma dedim
Meleğe benzese yüzü
Sakın sevda salma dedim
Aslı kıt olanlar azar
Eylemeli ondan hezer
Yüzen güler kuyun kazar
Sen de gafil olma dedim
Aslı gıta olma yakın
Sonra kaybedersin uykun
Özün sakla sözün sakın
Karşısında gülme dedim
Asilzade’ye bel bağla
Şerafet çayında çağla
Ruhani gel önce ağla
Sonra yaşın silme dedim
ANA
Kalbin çarpar duygu dolar yüreğin
Yavruya şefkatin bol olur ana
Engin hayallerin arzun isteğin
Yeşerir yapraklı dal olur ana
Ana ninnilerin sözü barıştan
Merhametin parlak aydan güneşten
Sevgi salkım salkım her iki baştan
Gönülden gönüle yol olur ana
Ana sen yavruya sevdalı hatun
Büyütmek eğitmek hüsnüniyetin
Göksün kaynayınca damlar ak sütün
Yığılır kucağan göl olur ana
Ana sen bu eve vefalı gelin
İzin ver öpeyim mübarek elin
Her akşam her sabah dilin dileğin
Süzme kaymak olur bal olur ana
Anaya saygılı evladın hası
Evlatta ananın murat dünyası
Senin kolundaki umut halkası
Benimde sazıma tel olur ana
Hayatımın çarkı hızlı dönerse
Duan eksik etme dönmesin terse
İş buya başıma bir hal gelirse
Akar gözyaşların sel olur ana
Ben Ruhani oldum küçük yaşımda
İsmim yazılıdır mezar taşımda
Sevenler şaşmasın yanı başımda
Bir sarı bir beyaz gül olur ana
ANAM
Kırk ikindilerin sevinç yağmuru
Damlası katresi denizi anam
Gönlümün süruru ömrümün varı
Hayır, duaların hafızı anam
Dokuz ay dokuz gün rahminde tutan
Kundaklayıp ninni ile uyutan
Çile yinen cefayınan büyüten
Sevginin sabırın can gözü anam
Her iki dünyada devletim varım
Çiçeğim çiğdemim lalem baharım
Gönlümde saklarım sever koklarım
Şefkat yaylasının nergisi anam
Sanki yaylı beşik kolun bileğin
Sallar avutursun nazlı bebeğin
Vallahi ödenmez hakkın emeğin
Lütufun bağışın merkezi anam
Seni söyledikçe dilim uyuşur
Parmaklarım donar mızrabım üşür
Sarayda sultanlık sanan yakışır
Parlak istikbalin yıldızı anam
İhlâsın imanın örfün âdetin
Savaş günlerinde şanın şöhretin
Sensin Kara Fatma sen Nene Hatun
Sen iffetli şehit sen gazi anam
Yarattı havayı saldı zemine
Nesiller üretti düne bu güne
Fatımatül Zehra nurdan Emine
Devrim güneşinin ak yüzü anam
Sen bana gösterdin devri dünyayı
Büyüttün besledin nice simayı
Hazreti Fatihi Kemal Atayı
Nice Alparslan’ı Yavuz’u anam
Ana Ruhani’nin sevdası sende
Sınırsız saygının gülistanında
İki mübarek gül açıldığında
Kırmızısı babam beyazı anam
AR YARASIDIR
Dedim güzel ak eller bozulmuş
Dedi gül devşirdim har yarasıdır
Dedim güzel mor dudağın çizilmiş
Dedi ben ısırdım ar yarasıdır
Dedim güzel billur buhağ sararmış
Dedi takı taktım sıkmış darar mış
Dedim güzel beyaz göğsün morarmış
Dedi ayva koydum nar yarasıdır
Dedim Ruhani’nin gönlünde yatan
Dedi odur beni sende aratan
Dedim güzel nedir seni ağlatan
Dedi içimdeki yar yarasıdır
ARAMIZDA
Haydi, yürü Türk milleti
Her âli-şan aramızda
İlim ezer cehaleti
Gerçek burhan aramızda
Nice bin mert oğlu mertler
Nice imanlı yiğitler
Osman Gaziler Muratlar
Canlar her an aramızda
Yurdumuz Türk kıtamız Türk
Ondan daha ötemiz Türk
Anamız Türk atamız Türk
Eşsiz doğan aramızda
Ruhani’ yem kalbim dilim
Müslüman’a yoktur ölüm
Kanuniler Yavuz Selim
Dilde destan aramızda
ARARMIŞ
Dağda taşta gece gündüz demeden
Âşık olan arzusunu ararmış
Şu zamana fırsat verirsin neden
Geçen gün ömüre hayli zararmış
Bataktan yürümez akıl daneler
Gerçekten seçilsin şu efsaneler
Aklıselim yolda adilaneler
Düşkün olsak elimizden tutarmış
Ruhani bu vasfın kim bilir nice
Enginlerden engin yüceden yüce
Gafiller kerana dediler ince
Kamiller bir kılı kırka yararmış
AŞIĞIM
Sorarsanız kimliğimi
Ben bir gariban aşığım
Boş verin güldüğüm demi
Ağladığım an aşığım
Ruhani’ yim az kaldı ki gün aşa
Derin derelere karanlık düşe
Gidiyorum artık kalın baş başa
Gece bozkurdun an kuşunan dağlar
AYA BENZER
Suna boylum o sihirli kaşların
Ne hilale benzer ne yaya benzer
Sürmeli gözlerin hoş bakışların
Ne güvercin nede humaya benzer
Gönlümü kandırdı gönül pınarın
Ne kadar kibarsın ne kadar narin
Ak gülden ak sinen al yanakların
Ne nergise nede laleye benzer
Arzu gibi sevdalara daldırman
İğne ile aşk dağını deldirmen
Sevgi nehirinde boğup öldürmen
Ne Şirine nede Zehra’ya benzer
Şu gönlümden her gün geçip yol etmen
Aklımı başımdan alıp del etmen
Aşkın ocağında yakıp kül etmen
Ne Aslıya nede Leyla’ya benzer
Âşık Ruhani’ye aşığım dedin
Ateş dolu aşktan başka ne verdin
Gündüz hararetin gece on dördün
Ne güneşe benzer ne aya benzer
AZİZ MİLLETİM
Ben bir susuz yolcu sen berrak pınar
Ak içenler kansın aziz milletim
Ben bir garip âşık sen ulu çınar
Tarihlerde şansın aziz milletim
Felekler çekemez bendeki ahı
Oku anla bahtımdaki siyahı
Dünyada emsalin var mı ki dahi
Şafaksın altansın aziz milletim
Cennet anavatan güller sarmaşık
Böylesi vatana kim olmaz âşık
Tıkanmış yollara yemyeşil ışık
Sürekli yakansın aziz milletim
Erler meydanına sürdüm atımı
Anlattım fikrimi ferasetimi
Fakir fukarayı dulu yetimi
Kollayıp bakansın aziz milletim
Ömer-ül Faruk’ un adaletinden
Hazreti Ali’nin var kuvvetinden
Sıddık-ı Ekber’in zekâvetinden
Nehr olup akansın aziz milletim
Âşık Ruhani yem anavatanda
Bu güzel vatanın sevgisi canda
Geçmişte bugünde devri zamanda
Allem-el cihansın aziz milletim